14- Faydalı Soru Sormak
أخبرنا
الحسن بن
سفيان
الشيباني
والحسين بن عبد
الله القطان
بالرقة وابن
قتيبة واللفظ
للحسن قالوا
حدثنا
إبراهيم بن
هشام بن يحيى
بن يحيى بن
الغساني قال
حدثنا أبي عن
جدي عن أبي
إدريس
الخولاني عن
أبي ذر قال
دخلت المسجد
فإذا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
جالس وحده قال
يا أبا ذر إن
للمسجد تحية
وإن تحيته ركعتان
فقم فاركعهما
قال فقمت
فركعتهما ثم
عدت فجلست
إليه فقلت يا
رسول الله إنك
أمرتني بالصلاة
فما الصلاة
قال خير موضوع
استكثر أو
استقل قال قلت
يا رسول الله
أي العمل أفضل
قال إيمان
بالله وجهاد
في سبيل الله
قال قلت يا
رسول الله فأي
المؤمنين
أكمل إيمانا
قال أحسنهم
خلقا قلت يا
رسول الله فأي
المؤمين أسلم قال
من سلم الناس
من لسانه ويده
قال الصلاة أفضل
قال طول
القنوت قال
قلت يا رسول
الله فأي
الهجرة أفضل
قال من هجر
السيئات قال
قلت يا رسول
الله فما
الصيام قال
فرض مجزىء
وعند الله
أضعاف كثيرة
قال قلت يا
رسول الله فأي
الجهاد أفضل
قال من عقر
جواده وأهريق
دمه قال قلت
يا رسول الله
فأي الصدقة
أفضل قال جهد
المقل يسر إلى
فقير قلت يا
رسول الله فأي
ما أنزل الله
عليك أعظم قال
آية الكرسي ثم
قال يا أبا ذر
ما السماوات
السبع مع
الكرسي إلا كحلقة
ملقاة بأرض
فلاة وفضل
العرش على
الكرسي كفضل
الفلاة على
الحلقة قال
قلت يا رسول
الله كم
الأنبياء قال
مائة ألف
وعشرون ألفا
قلت يا رسول
الله كم الرسل
من ذلك قال
ثلاث مائة
وثلاثة عشر
جما غفيرا قال
قلت يا رسول
الله من كان
أولهم قال آدم
قلت يا رسول
الله أنبي مرسل
قال نعم خلقه
الله بيده
ونفخ فيه من
روحه وكلمه
قبلا ثم قال
يا أبا ذر
أربعة
سريانيون آدم
وشيث وأخنوخ
وهو إدريس وهو
أول من خط
بالقلم ونوح
وأربعة من
العرب هود
وشعيب وصالح
ونبيك محمد
صلى الله عليه
وسلم قلت يا
رسول الله كم
كتابا أنزله
الله قال مائة
كتاب وأربعة
كتب أنزل على
شيث خمسون
صحيفة وأنزل
على أخنوخ
ثلاثون صحيفة
وأنزل على
إبراهيم عشر
صحائف وأنزل
على موسى قبل
التوراة عشر
صحائف وأنزل
التوراة
والإنجيل
والزبور
والقرآن قال
قلت يا رسول
الله ما كانت
صحيفة
إبراهيم قال كانت
أمثالا كلها
أيها الملك
المسلط
المبتلى
المغرور إني
لم أبعثك
لتجمع الدنيا
بعضها على بعض
ولكني بعثتك
لترد عني دعوة
المظلوم فإني
لا أردها ولو
كانت من كافر
وعلى العاقل
ما لم يكن
مغلوبا على
عقله أن تكون
له ساعات ساعة
يناجي فيها
ربه وساعة
يحاسب فيها
نفسه وساعة
يتفكر فيها في
صنع الله
وساعة يخلو
فيها لحاجته
من المطعم
والمشرب وعلى
العاقل أن لا
يكون ظاعنا
إلا لثلاث
تزود لمعاد أو
مرمة لمعاش أو
لذة في غير
محرم وعلى
العاقل أن
يكون بصيرا
بزمانه مقبلا
على شأنه
حافظا للسانه
ومن حسب كلامه
من عمله قل
كلامه إلا
فيما يعنيه
قلت يا رسول
الله فما كانت
صحف موسى قال
كانت عبرا
كلها عجبت لمن
أيقن بالموت
ثم هو يفرح وعجبت
لمن أيقن
بالنار ثم هو
يضحك وعجبت
لمن أيقن
بالقدر ثم هو
ينصب عجبت لمن
رأى الدنيا
وتقلبها
بأهلها ثم
اطمأن إليها
وعجبت لمن
أيقن بالحساب
غدا ثم لا
يعمل قلت يا
رسول الله
أوصني قال
أوصيك بتقوى
الله فإنه رأس
الأمر كله قلت
يا رسول الله
زدني قال عليك
بتلاوة القرآن
وذكر الله
فإنه نور لك
في الأرض وذخر
لك في السماء
قلت يا رسول
الله زدني قال
إياك وكثرة
الضحك فإنه
يميت القلب
ويذهب بنور الوجه
قلت يا رسول
الله زدني قال
عليك بالصمت إلا
من خير فإنه
مطردة
للشيطان عنك
وعون لك على
أمر دينك قلت
يا رسول الله
زدني قال عليك
بالجهاد فإنه
رهبانية أمتي
قلت يا رسول
الله زدني قال
أحب المساكين
وجالسهم قلت
يا رسول الله
زدني قال انظر
إلى من تحتك
ولا تنظر إلى
من فوقك فإنه
أجدر أن لا
تزدري نعمة
الله عندك قلت
يا رسول الله
زدني قال قل
الحق وإن كان
مرا قلت يا
رسول الله
زدني قال
ليردك عن الناس
ما تعرف من
نفسك ولا تجد
عليهم فيما
تأتي وكفى بك
عيبا أن تعرف
من الناس ما
تجهل من نفسك أو
تجد عليهم
فيما تأتي ثم
ضرب بيده على
صدري فقال يا
أبا ذر لا عقل
كالتدبير ولا ورع
كالكف ولا حسب
كحسن الخلق
قال أبو حاتم
رضى الله
تعالى عنه أبو
إدريس
الخولاني هذا
هو عائد الله
بن عبد الله
ولد عام حنين
في حياة رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
ومات بالشام
سنة ثمانين
ويحيى بن يحيى
الغساني من
كندة من أهل
دمشق من فقهاء
أهل الشام
وقرائهم سمع أبا
إدريس
الخولاني وهو
بن خمس عشرة
سنة ومولده
يوم راهط في
أيام معاوية
بن يزيد سنة
أربع وستين
وولاه سليمان
بن عبد الملك
قضاء الموصل سمع
سعيد بن
المسيب وأهل
الحجاز فلم
يزل على القضاء
بها حتى ولي
عمر بن عبد
العزيز الخلافة
فأقره على
الحكم فلم يزل
عليها أيامه وعمر
حتى مات بدمشق
سنة ثلاث
وثلاثين ومئة
(:-94-:) Ebu Zer anlatıyor: (Bir gün) Mescid'e girmiştim. Bir de
baktım ki, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (Mescid'de) tek başına
oturmakta. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Ey Eba Zer! Mescid
için tahiyye (selamlama) vardır. Mescidin tahiyyesi, iki rekat namaz kılmaktır.
Kalk ve iki rekat namaz kıl.! buyurdu.
Bunun üzerine kalktım ve
iki rekat namaz kıldım. Sonra döndüm ve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in yanına oturdum. Ona:
"Ey Allah'ın
Resulü! Doğrusu sen, namaz kılmayı emrettin. Namaz nedir?" diye sordum.
Resulullah s.a.v.: "Namaz, en
hayırlı ibadettir. İster çok kıl, ister az kıl" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Hangi amel daha faziletlidir?" diye sordum. Resuluilah s.a.v.:
"Allah'a iman ve Allah yolunda cihad" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Mu'minlerin hangisi iman bakımından daha mükemmeldir?" diye
sordum. Resulullah s.a.v.: "Onların ahlak bakımından en iyi olanı"
buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Mu'minlerin hangisi daha güvenlidir?" dedim.Resulullah s.a.v.:
"İnsanların, dilinden ve elinden güvende olduğu kimsedir" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Hangi namaz daha faziletlidir?" diye sordum. Resulullah s.a.v.:
"Kunutu (kıyamı) uzun olan namaz" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Hangi hicret daha faziletlidir?" diye sordum. Resulullah s.a.v.:
"Kötülüklerden hicret eden kimse(nin hicreti)" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Oruç nedir?" dedim. Resulullah s.a.v.: "Yeterli / kurtarıcı
bir farzdır. Allah katında kat kat fazlası vardır" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Hangi cihad daha faziletlidir?" diye sordum. Resuluilah s.a.v.:
"(Üzerinde savaştığı) atı (dahi) kesilen ve kanı akıtılan kimsee (nin
yaptığı cihaddır)" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Hangi sadaka daha faziletlidir?" dedim. Resulullah s.a.v.:
"Varlıksız olanın gücünün yettiğince verdiği ve fakire gizlice verilen
sadakadır" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Sana indirilen vahiy içerisinde hangisi daha büyüktür?" diye
sordum. Resulullah s.a.v.: Ayete'l-Kursi. buyurdu.
Daha sonra Resuluilah
s.a.v.: "Ey Ebu Zer! Kürsi ile birlikte yedi kat gök, çöldeki bir yere
atılmış bir halka gibidir. Arş'ın, Kürsi'ye olan üstünlüğü; çöl'ün halkaya olan
üstünlüğü gibidir" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Nebilerin sayısı kaç tanedir?" diye sordum. Resulullah s.a.v.:
"Yüz yirmi bin" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Bunlardan Resullerin sayısı kaç tanedir?" diye sordum. Resulullah
s.a.v.: "Resullerin sayısı, 313'tür. Ki bu da, büyük bir topluluktur"
buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Bunların ilki kimdir?" dedim. Resuluilah s.a.v.: "Adern"
buyurdu.
Ben: "Adem, Nebi
mi, yoksa Resul müdür?" dedim. Resulullah s.a.v.: "Evet, Allah onu
kendi eliyle yarattı. Ona kendi ruhundan üfledi. Onunla vasıtasız olarak
konuştu" buyurdu.
Daha sonra Resulullah
s.a.v.: "Ey Ebu Zer! Dört kimse vardır ki, onlar, Süryani'dir. Bunlar;
Adem, şit , Uhnuh yani İdris -ki o, kalemle (kum üzerinde) çizgi çizen (remil
atan) ilk kimsedir- ve Nuh. Dört kişi de vardır ki, bunlar da Arap'tır. Bunlar;
Hud, Şuayb, Salih ve Nebiin Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem" buyurdu.
-Allah'ın salat ve selamı onların hepsinin üzerine olsun.-
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Allah'ın indirdiği kitap kaç tanedir?" dedim. Resuluilah s.a.v.:
"100 sahife ve dört te kitap: Şit'e 50 sahife indirildi. İdris'e 30 sahife
indirildi. İbrahim'e 10 sahife indirildi. Musa'ya ise Tevrat'tan önce sahife
indirildi. (Sonra da) Tevrat, İncil, Zebur ve Kur'an indirildi" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! ibrahim'in sahifeleri (nde mevcut olan şey) ne idi?" dedim.
Resulullah s.a.v.: "Tamamı mesellerle dolu idi: Ey güçlü, imtihan edilen
mağrur hükümdar! Doğrusu ben, seni, kat kat dünya malını toplaman için göndermedim.
Fakat ben seni mazlumun duasını benden çevirmen için gönderdim. Doğrusu ben,
kafir bile olsa, mazlumun duasını geri çevirmem. Akıllı kimseye gereken şey
şudur: -Aklına galebe çalınmadığı müddetçe- kendisi için bir çok saat (zaman
an)'ı vardır. Rabbine yalvaracağı saat, nefsini hesaba çekeceği saat, Allah'ın
işleri üzerinde düşüneceği saat, yeme-içme (gibi) ihtiyaçlarına ayıracağı saat.
Akıllı bir kimsenin, şu üç şeyden başkasına meyletmemesi gerekir: Ahireti için
azık hazırlama; hayatını düzene sokma ve haram olmayan bir lezzet / zevk
(alma). Akıllı kişi, zamanını iyi görmeli, (iyi değerlendirmeli), işlerine
yönelmeli ve dilini korumalıdır. Sözünü, amelinden hesaplı tutan kişinin,
kendisini ilgilendiren hususlar dışında söyleyeceği sözü az olur" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Musa'nın sahifeleri (nde mevcut olan şey) ne idi?" diye sordum.
Resuluilah s.a.v.: "Tamamı ibretli sözlerden ibaret idi: Ölümü hakkıyla
bilip de sonra sevinene, kaderi kesinlikle bilip de sonra kendisini yorana, dünyayı
ve dünya halkıyla birlikte onun değişmesini görüp de sonra onda huzur bulana,
hesaba çekilmeyi kesinlikle bilip de sonra da amel işlemeyene şaşarım"
buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Bana tavsiyede bulun" dedim. Resuluilah s.a.v.: "Sana,
Allah'tan korkmayı tavsiye ederim. Çünkü Allah'tan korkma / takva, bütün
işlerinin başıdır / temelidir" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Bana daha fazla bilgi ver" dedim. Resulullah s.a.v.: "Kur'an
okumaya ve Allah'ı zikretmeye sarıl. Çünkü o; yerde senin için bir nur ve gökte
ise senin için bir zikirdir" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Bana daha fazla bilgi ver" dedim. Resulullah s.a.v.: "Çok
gülmekten sakın. Çünkü çok gülrnek, kalbi (n inceliğini) öldürür ve yüzün
nurunu giderir" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın Resulü!
Bana daha fazla bilgi ver" dedim. Resulullah s.a.v.: "Hayır olan şey
dışında susmaya sarıL. Çünkü susmak, şeytanı kovucu ve dininle ilgili işlerde
sana bir yardımcıdır" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Bana daha fazla bilgi ver" dedim. Resuluilah s.a.v.: "Cihada
sarıl. Çünkü cihad, ümmetimin ruhbanlığıdır" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Bana daha fazla bilgi ver" dedim. Resulullah s.a.v.:
"Miskinleri sev ve onlarla birlikte otur" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Bana daha fazla bilgi ver" dedim. Resulullah s.a.v.: "Senden
aşağı olana bak, senden yukarda olana bakma. Sana yakışan şey, Allah'ın senin
üzerine olan nimetlerini küçümsememendir" buyurdu.
Ben: "Ey Allah'ın
Resulü! Bana daha fazla bilgi ver" dedim. Resulullah s.a.v.: "İnsanlara
kendi düşüncenden bildiğin cevabı ver ve sevdiğin hususlarda onlara kızma.
Kendi düşüncenden bilmediğin şeyleri, insanlardan bilmen ve sevdiğin hususlarda
onlara kızman, sana ayıp olarak yeter" buyurdu.
Daha sonra Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem, eliyle göğsüme vurup:
"Ey Ebu Zer! Tedbir
gibi akıl, sakınmak gibi takva ve güzel huy / ahlak gibi soy-sop yoktur"
buyurdu.
- - -
İbrahim b. Hişam
nedeniyle isnadı zayıftır. ibn Hibban, Sahih (361) Ebu Nuaym, Hilye
(1/166) ve Taberanİ,
el-Mu'cemu'l-Kebfr (1651). Başka senedlerla mütabi ve şahitleri vardır.
Derim ki: Bu Hadis'in
senedinde, ibralıim b. Hişam b. Yahya el-Ğassani vardır.
Ebu Hatim ile bir çok
kimse: "Bu kişi, çok yalancıdır" demiştir.
* * *
Asıl nüshanın kenar
nohında şu ifade yer almıştır: Şeyhülislam İbn Hacer'in el yazısından
alınmadır: İbn Ebi Ömer der ki: Bize Hişam b. Süleyman, Ebu Rafi'den, o da
Yezid b. Rumiın'dan, o da kendisine haber veren biri kanalıyla Ebu Zer'den
bildiriyor:
Mescid'e girdim. Bir de
baktım ki, Resulullah (s.a.v.) tek başına oturmakta. Ben (kendi kendime):
"O bana bakmadan ben O'na bakayım" dedim. Kendi kendime:
"Resuılullah
(s.a.v.) tek başına böyle oturmaz. Muhakkak ya bir haceti var ya da bir vahiy
inmektedir" diyordum. Bunun üzerine onun yanına gidip gitmeme hususunda
kararsız kaldım. Sonra onun yanına gitmeye karar verdim. Gittim ve O'na selam
verdim. Sonra da oturdum. Uzunca oturdum. Bana yönelmedi ve benimle konuşmadı.
Kendi kendime:
"Herhalde Resulullah (s.a.v.) benim oturmamı uygun görmedi" dedim.
Sonra Resulullah (s.a.v.) bana yöneldi ve:
"Ey Ebu Zer!'
buyurdu. Ben de: "Emret, ey Allah'ın Resulü! Emrine amadeyim!" dedim.
Resulullah (s.a.v.): "Bugün rükuya vardın mı?" diye sordu. Ben de:
"Hayır" dedim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
"Kalk, rükuya
var" buyurdu
Hadis uzunca bir şekilde
devam ediyor.